11- En Büyük Sıkıntıyı
Önce Nebilerin Sonra Salih Kişilerin Çekmesi
1. Sa'd b. Ebi Vakkas
- - (-)
22920 (1)- Mus'ab b.
Sa'd, babasından bildiriyor: "Ey Allah'ın Resulü! İnsanlar içinde en ağır
belaya kimler maruz kalır?" diye sorduğumda şöyle buyurdu: ''Önce Nebiler,
sonra salih kişiler, sonra da sırasıyla yaşantıları onlara en çok benzeyenlerdir.
Kişi dindarlığına göre belaya maruz kalır. Şayet sağlam bir dindarlığı varsa
belası da aynı oranda fazla olur. Dindarlığı zayıf ise belası da aynı oranda
hafıf olur. Kul yeryüzünde (temizlenip) günahsız bir şekilde yürüyene kadar da
bela üzerinden eksik olmaz. ''
[Sahih]
Diğer tahric: Tirmizi
(3/286, "hasen sahih") rivayet etti.
22921 (2)- Sa'd der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e: "İnsanlar içinde en ağır
belaya kimler maruz kalır?" diye sorduğumda şöyle buyurdu: ''Önce Nebiler,
sonra da sırasıyla yaşantdarı onlara en çok benzeyenlerdir. Kişi dindarlığına
göre belaya maruz kalır. Şayet dindarlığı zayıf ise belası da aynı oranda
(hafif) olur. Sağlam bir dindarlığı varsa belası da aynı oranda (ağır) olur.
Kişi yeryüzünde (temizlenip) günahsız bir şekilde yürüyene kadar da bela
üzerinden eksik olmaz. ''
[Sahih]
22922 (3)- Mus'ab b.
Sa'd der ki: (Babam) Sa'd: "Ey Allah'ın Resulü! İnsanlar içinde en ağır
belaya kimler maruz kalır?" diye sorduğumda şöyle buyurdu: ''Önce Nebiler,
sonra da sırasıyla yaşantıları onlara en çok benzeyenlerdir. Kişi dindarlığına
göre belaya maruz kalır. Şayet sağlam bir dindarlığı varsa belası da aynı
oranda ağır olur. Dindarlığı zayıf ise belası da aynı oranda (hafif) olur. Kul
yeryüzünde (temizlenip) günahsız bir şekilde yürüyene kadar da bela üzerinden
eksik olmaz. ''
[Sahih]
Abdullah b. Ahmed der
ki: Babam başka bir defasında rivayet ederken "Sa'd der ki: "Ey
Allah'ın Resulü! İnsanlar içinde en ağır belaya kimler maruz kalır?" diye
sordum ... " lafzını kullanır.
22923 (4)- Mus'ab b.
Sa'd, babasından bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e:
"İnsanlar içinde en ağır belaya kimler maruz kalır?" diye sorduğumda
şöyle buyurdu: ''Önce Nebiler, sonra da sırasıyla yaşantıları onlara en çok
benzeyenlerdir. Kişi dindarlığına göre belaya maruz kalır. Şayet sağlam bir
dindarlığı varsa belası da aynı oranda ağır olur. Dindarlığı zayıf ise belası
da aynı oranda (hafıf) olur. Kul yeryüzünde (temizlenip) günahsız bir şekilde
yürüyene kadar da bela üzerinden eksik olmaz. ''
[Sahih]
2. Ebu Hureyre
- - (-)
22924 (1)- Ebu
Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: ''Günahsız bir şekilde Allah'a kavuşana kadar mümin erkek veya
kadın bedeninde, malında ve çocuklarında belalara maruz kalır. ''
[Sahih]
Diğer tahric: Hakim
(4/314, 315) ve İbn Hibban (2913) rivayet ettiler.
22925 (2)- Ebu
Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: ''Günahsız bir şekilde Allah'a kavuşana kadar mümin erkek veya
kadın bedeninde, malında ve çocuklarında belalara maruz kalır.''
[Sahih]
Ebu Hureyre
- - (-)
22926- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Allah birine hayır
dilediği zaman onu belalara maruz bırakır'' buyurmuştur.
[Sahih]
Diğer tahric: Buhari
(10/93, 94) ve Malik, Muvattt'i'da (s. 941) rivayet ettiler.
3. Ebu Hureyre
- - (-)
22927 (1)- Ebu
Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: ''Mümin taze ekin gibidir. Rüzgar nereden gelse onunla birlikte
eğilir, musibetler de ondan eksik olmaz. Kafir ise seM ağacı gibidir. Kökünden
sökülene kadar dik olarak durur.''
[Sahih]
Diğer tahric: Bu kanalla
Müslim (2/345) ve Tirmizi (2866) rivayet ettiler.
22928 (2)- Ebu
Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: ''Mümin taze ekin gibidir. Rüzgar nereden gelse onunla birlikte
eğilir, musibetler de ondan eksik olmaz. Kafir ise seM ağacı gibidir. Kökünden
sökülene kadar dik olarak durur. ''
[Sahih]
22929 (3)- Ebu
Hureyre'nin bildirdiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: ''Mümin taze ekin gibidir. Rüzgar nereden gelse onunla birlikte
eğilir. Rüzgar geçince de tekrar düzelir. Müminl musibetlere karşı da aynı
şekildedir. Kafir ise seM ağacı gibidir. Allah dileyip de onu kırma kadar
kaskatı ve her dem dik olarak durur. ''
[Sahih]
Diğer tahric: Buhari
(5644, 7466) rivayet etti. 223016 (l)'de tekrar edecektir.
4. Ubey b. Ka'b
- - (-)
22930- Ubey b. Ka'b
bildiriyor: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına giren bir adama: ''En son
ne zaman hummaya yakalandın?'' diye sordu. Adam: "Böylesi bir hastalığa
hiç yakalanmış değilim" deyince, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Mümin
taze ekin gibidir. Bazen kırmızı olurken bazen sararır'' buyurdu.
[Hasen]
Diğer tahric: Buhari
(5643), Müslim (7196, 7199) ve Nesai, es-Sünenu'l-kübra'da (7437) rivayet
ettiler.
5. Ka'b b. Ma,lik
- - (-)
22931 (1)- Abdullah b.
Ka'b b. Malik veya Abdurrahman b. Ka'b b. Malik -hangisi olduğunu konusunda
Süfyan tereddüt etmiştir-, babasından bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Mümin taze ekin gibidir. Biçilene kadar rüzglirla
bir eğilir, bir dikilir, bir yere yatar. Klifir ise gövdesi üzerinde dikilen
seM ağacı gibidir. Kökünden sökülene kadar hiçbir şeyden etkilenmez. ''
[Sahih]
22932 (2)- İbn Ka'b b.
Malik'in, babasından bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurmuştur: ''Mümin taze ekin gibidir. Biçilene kadar rüzglirla bir
eğilir bir dikilir. Kafir ise gövdesi üzerinde dikilen seM ağacı gibidir.
Kökünden sökülene kadar hiçbir şeyden etkilenmez. ''
[Sahih]
6. Ebu Said el-Hudri
- - (-)
22933- Ebu Said el-Hudri
der ki: Adamın biri elini Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in üzerinde koydu
ve: "Vallahi o kadar yüksek bir ateşin var ki elimi üzerinde
tutamıyorum" dedi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şu karşılığı verdi:
''Biz Nebiler öyleyiz. Musibetlerimiz daha ağır olur, buna karşılık sevabımız
da daha fazla olur. Öncekilerden bir Nebi o kadar bitlenirdi ki bundan dolayı
ölecek duruma getirdi. Önceki Nebilerden biri o kadar ağır bir fakirliğe maruz
kalırdı ki abayı kesip kendine giysi yapardı. Ancak sizin rahatlığa sevinmeniz
gibi onlar belalara sevinirlerdi.''
[Hasen]
Diğer tahric: Tirmizi,
fiten 4/603 (2398, "hasen sahih"), Hakim (4/307) Beyhaki (3/372)
rivayet ettiler.
7. Enes b. Malik
- - (-)
22934 (1)- Enes b.
Malik'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: ''Allah'ın yolunda gördüğüm eziyeti hiç kimse çekmedi. Allah'ın
yolunda benim korkutulduğum kadar hiç kimse korkutulmadı. Bilal'in koltuğunun
altında taşıdığı şey hariç, bir canlının yiyebileceği hiçbir şeyolmadan gecesi
ve gündüzüyle üç gün geçirdiğim zamanlar oldu. ''
[Sahih]
Diğer tahric: Tirmizi
4/645 (2472, "hasen ğarib"), İbn Mace 1/154 (151) ve İbn Hibban (s.
626, no. 528) rivayet ettiler.
22935 (2)- Abdussamed
bir öncekinin aynısını "Gecesi ve gündüzüyle otuz gün'' lafzıyla rivayet
etmiştir.
[Sahih]
22936 (3)- Enes b.
Malik'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: ''Allah'ın yolunda benim korkutulduğum kadar hiç kimse
korkutulmadı. Allah'ın yolunda gördüğüm eziyeti hiç kimse çekmedi. Bilatin
koltuğunun altında taşığı şey hariç, bir canlının yiyebileceği hiçbir
şeyolmadan gecesi ve gündüzüyle otuz gün geçirdiğim zamanlar oldu. ''
[Sahih]
8. İbn Mes'ud
- - (-)
22937 (1)- Abdullah (b.
Mes'üd) der ki: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in konuşmasını şu an hala
görür gibiyim. O zaman: ''Nebiin birini kavmi o kadar döverdi ki sonunda yere
düşerdi. Kalkıp alnlnı siler ve: ''Allahım! Kavmimi bağışla, zira bilmiyorlar''
derdi'' buyurmuştu.
[Sahih]
22938 (2)- Abdullah (b.
Mes'ud) der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in konuşmasını şu an
hala görür gibiyim. O zaman: ''Nebiin birini kavmi o kadar döverdi ki sonunda
yere düşerdi. Kalkıp alnındaki kanı siler ve: ''Rabbim! Kavimimi bağışla, zira
bilmiyorlar'' derdi'' buyurmuştu.
[Sahih]
Müsned'i tertip eden der
ki: "Farklı kanallarıyla Huneyn ganimetierinin paylaştırılması ile Hz.
Musa'nın fazileti konuları içinde gelecektir,"
9. Ebu Ubeyde'nin
Halası Fatıma
- - (-)
22939- Ebu Ubeyde b.
Huzeyfe, halası Fatıma'dan bildiriyor: Birkaç kadınla birlikte hasta olan
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ziyaretine gittik. Ateşi o kadar
yüksekti ki üzerine bir su tulumu asmışlardı ve bu tulumdan üzerine su
damlatıyorlardı. "Ey Allah'ın Resulü! Allah'a sana şifa vermesi için dua
etsen olmaz mı?" dediğimizde şöyle buyurdu: ''İnsanlar içinde en ağır
belaya maruz kalanlar Nebilerdir. Sonra (yaşantı olarak) onlardan sonra
gelenler, sonra onlardan sonra gelenler, sonra da onlardan sonra gelenlerdir.
''
[Sahih]
10. Sa'd b. Ebi Vakkas
- - (-)
22940 (1)- Ömer b.
Sa'd'ın, babasından bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurmuştur: ''Allah'ın mümin konusunda olan takdirine hayret ettim. Zira
hayırla karşılaştığı zaman Rabbine hamdedip şükreder, başına bir musibet gelecek
olsa da Rabbine hamdedip sabreder. Mümin herşeyde sevabını alıri karısının
ağzına bir lokma yemeği götürmesinde bile!''
[Sahih]
Diğer tahric: İbn Sa'd
(8/325-6) ve Nesai, es-Sünenu'l-kübra'da (7496, 7613) rivayet ettiler.
Hakim (1/41, 31343,
4/307) sahih olduğunu söylemiş, Zehebi bu hükmünde onu onaylamıştır.
22941 (2)- Ömer b.
Sa'd'ın, babasından bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurmuştur: ''Allah'ın müslüman konusunda olan takdirine hayret ettim.
Zira hayırla karşılaştığı zaman Rabbine hamdedip şükreder, başına bir musibet gelecek
olsa da Rabbine hamdedip sabreder. Mümin herşeyde sevabını alır, karısının
ağzına bir lokma yemeği götürmesinde bile''
[Hasen]
Heysemi,
Mecmau'z-Zevaid'de (7/209) zikretmiştir.
22942 (3)- Ömer b.
Sa'd'ın, babası Sa'd'dan bildirdiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurmuştur: ''Müminin durumuna hayret ediyorum. Zira hayırta
karşılaştığı zaman Rabbine hamdedip şükreder, başına bir musibet gelecek olsa
da karşılığını Allah'tan bekleyip sabreder. Mümin, ağzına götürdüğü lokmada bile
olsa yaptığı her şeyde sevabını alır.''
[Hasen]
22943 (4)- Ömer b. Sa'd
b. Ebi Vakkas'ın, babasından bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurmuştur: ''Müminin durumuna hayret ediyorum. Zira hayırta
karşılaştığı zaman Rabbine hamdedip şükreder, başına bir musibet gelecek olsa
da Rabbine hamdedip sabreder. Mümin herşeyde sevabını alıri karısının ağzına
bir lokma yemeği götürmesinde bile!''
[Hasen]
Diğer tahric:
Abdurrezzak (20310) rivayet etti.
11. Hz. Aişe
- - (-)
22944 (1)- Hz. Aişe
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rahatsızlandı ve acılar
içinde yatağında kıvranmaya başladı. Ona: "Eğer bizden biri bu şekilde
kıvransaydı ona kızardın" dediğimde, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
''Salih kişilerin musibetleri daha ağır olur. Bir mümine bir diken batması,
hatta daha ufak eziyetlerde bile Allah onun günahlarından birini siler ve
derecesini yükseltir'' buyurdu.
[Sahih]
Heysemi (3739) der ki:
"Hadisi, İmam Ahmed rivayet etmiştir. Ravi zincirindeki bütün kişiler
güvenilirdir."
22945 (2)- Hz. Aişe'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
''Kulun günahları çoğalıp da bunlara kefaret olacak ameli bulunmadığı zaman
Allah onu üzüntüye maruz bırakır ve bunu günahlarına kefaret kılar.''
[Hasen]
Heysemi (17474) der ki:
"Ahmed ve Bezzar rivayet ettiler. Senedi hasendir." 24901 (3)'de
tekrar edecektir.
12. Mahmud b. Lebid
- - (-)
22946 (1)- Mahmud b.
Lebid'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: ''Allah bir topluluğu sevdiği zaman onları belalara maruz bırakır.
Bunlara sabreden bunun karşılığını alır. Bunlardan dolayı endişeye kapılan'ın
kazancı da endişesi olur.''
[Sahih]
Diğer tahric: Tirmizi
4/601 (2396, "hasen ğarib"), İbn Mace 2/1338 (4031) ve Abdurrezzak
(20311) rivayet ettiler.
22947 (2)- Mahmud b.
Lebid'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: ''Allah bir topluluğu sevdiği zaman onları belalara maruz bırakır.
Bunlara sabreden bunun karşılığını alır. Bunlardan dolayı endişeye kapılanın
endişesi de yanına kar kalır. ''
[Sahih]
22948 (3)- Mahmud b.
Lebid'in bildirdiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: ''Allah bir topluluğu sevdiği zaman onları belalara maruz bırakır.
Bunlara sabreden bunun karşılığını alır. Bunlardan dolayı endişeye kapılanın
kazancı da endişesi olur. ''
[Sahih]